Kentsel Tasarımda Çağdaş Yaklaşımların Değerlendirilmesi
Kentsel Tasarımda Çağdaş Yaklaşımların Değerlendirilmesi
İstanbul’da Yeni Yerleşme Alanları Üzerine Bir Araştırma
Kentsel tasarımda çağdaş yaklaşımların ve bu yaklaşımların İstanbul’daki yeni yerleşmeler üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği çalışma toplam altı bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerin başlıkları “Giriş”, “Kentsel Tasarım’da Çağdaş Kuramsal Yaklaşımların Değerlendirilmesi”, “Yeni Gelenekçi Şehircilik”, “Yeni Şehircilik ve Uygulamaları”, “İstanbul’da Yeni Yerleşme Alanları”, “Genel Değerlendirme ve Sonuç”tur.
Giriş bölümünde amaç, kapsam ve yöntem tanımlanmıştır. Çalışma, kentsel tasarımın kuramsal gelişmesindeki güncel yaklaşımları irdelemeyi, bu yaklaşımlardan Yeni Şehircilik akımının İstanbul’un yeni yerleşme alanları üzerindeki etkilerini incelemeyi ve bu yerleşmeleri akımın özellikleri açısından değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Bu doğrultuda çalışma kentsel tasarımın 1940’lı yıllardan itibaren kuramsal gelişmesini, kentsel tasarımda gelenekselliği yorumlayan yeni yaklaşımları, bu yaklaşımlardan ülkemizde de etkileri bulunan Yeni Şehircilik akımının özelliklerinin ve örneklerinin incelenmesini ve İstanbul’da son yıllarda oluşan yeni yerleşme örneklerinin akımın özellikleri açısından değerlendirilmesini kapsamaktadır.
Bu amaç ve kapsam doğrultusunda 20. yüzyılda kentsel tasarımın kuramsal gelişmesini değerlendirmek üzere 1940’lı yıllardan itibaren yapılan yayınlar taranmıştır. Bu yayınlardan seçilen örnekler ayrıntılı olarak incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Kentsel tasarımın kuramsal gelişmesinde çağdaş yaklaşımların ve Yeni Şehircilik akımının özelliklerinin ve uygulamalarının değerlendirilmesi amacıyla konu ile ilgili ulusal ve uluslararası yayınlara ulaşılmış, New York’ta 7-10 Haziran 2001 tarihlerinde yapılan “CNU IX: From Neighborhood to Region” başlıklı Yeni Şehircilik kongresinde konu ile ilgili ayrıntılı bilgi toplanmış ve uygulamalar yerinde görülmüştür. Ülkemizdeki örnekleri incelemek üzere İstanbul’da son yıllarda oluşan kent dışı yerleşmeler kent dışı alanlarının biçimlenmesinde geleneksel mahalle tasarımı olarak kurallar belirlemiş olan Yeni Şehircilik yaklaşımı özellikleri açısından değerlendirilmiştir.
Daha sonra bu yerleşmeler arasından büyüklük, konum ve yapım yılı esaslarına göre seçilen 24 adedi Yeni Şehircilik yaklaşımı temel alınarak üç farklı ölçekte oluşturulan değerlendirme kriterlerine göre değerlendirilmişlerdir. Bu ölçekler bölge ve kent ölçeği, komşuluk birimi ölçeği ve konut ve yakın çevresi ölçeğidir. Bu kriterler bir puanlama sistemine oturtulmuş ve yerleşmeler bu sisteme göre bir değerlendirme tablosu ile değerlendirilmişlerdir. Bu değerlendirmeyi yapmak amacı ile bu yerleşmeler ile ilgili olarak dergi ve internet taramasının yanı sıra yerinde gidip görülmüş, burada yaşayanlar ile görüşmeler yapılmış, fotoğraf çekimi yolu ile görsel bilgi toplanmıştır.
Kentsel Tasarımın Kuramsal Gelişmesinin Değerlendirilmesi başlıklı bölümde kentsel tasarımda 1940’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar olan kuramsal gelişmeler ele alınmış ve kentsel problemlerin her dönemde gösterdiği özellikler ve üretilen çözüm önerileri, o dönemde gerçekleştirilmiş önemli çalışmalar ile bağlantılı olarak değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda kentsel problemlere çözüm önerilerinin modernlik ve tarihsellik arasında bir devinim içinde olduğu saptanmıştır.
Bu bölümde değerlendirilen yayınların ortak özellikleri şu şekildedir: 1940’lı yıllarda güncel problemlere çözüm getirmek için geçmişin örnek alınması önerilmiş ve bu doğrultuda geçmiş dönem kentleri incelenmiştir. 1950’li yıllarda metropoliten ölçekte sorunlara yeni çözümler üretmek gerektiği savunulmuştur. 1960’lı yıllara gelindiğinde konut ihtiyacının karşılanması, kamusal mekanın önemi ve kentsel tasarımda anlam konularının değerlendirilmesinde geçmiş deneyimlerden yararlanmak yaklaşımı benimsenmiştir. 1970’li yıllarda modern kentlerin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri önem kazanmıştır. 1980’li yıllarda ise kent formunun tanımlanması ve analiz edilmesi, insanın fiziksel çevre ile ilişkisi konuları üzerinde durulduğu gözlenmiştir. 1990’lı yıllarda kentlerin kontrolsüz bir biçimde yayılmaları ve büyümelerinin birey ve toplum hayatına getirdiği olumsuz etkiler, bu süreç içinde kent merkezlerinin boşalması ve fonksiyonlarını yitirmeleri gibi sorunlara çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılmıştır. Bu çabalardan biri bu sorunların çözümünde geleneksel değerleri temel alan Yeni Şehircilik akımıdır. 2000’li yıllara gelindiğinde Amerika’da ve Amerika dışında birçok kent içi ve kent dışı alandaki yerleşmenin Yeni Şehircilik akımı ilkeleri ile tasarlandığı görülmüştür.
Çalışmanın Yeni Gelenekçi Şehircilik başlıklı üçüncü bölümünde İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki gelişmelerin kentlerin fiziksel ve toplumsal yapısındaki olumsuz etkilerini düzeltmeyi hedefleyen yaklaşımlar değerlendirilmiştir. Bu yaklaşımlar hedeflerini gerçekleştirmek için insan ölçeğine sahip ve bireyleri arasında etkileşimin olduğu savaş öncesi geleneksel yerleşmeleri temel almışlardır. Bu bölümde ayrıca yeni gelenekçi şehircilik yaklaşımlarının Geleneksel Mahalle Tasarımı, Yaya Cepleri veya Toplu Taşımanın Biçimlendirdiği Gelişme adını alan uygulamalarının özellikleri de ele alınmıştır. Yeni Gelenekçi Şehircilik uygulamalarının temel özelliği, kullanımlarda ve nüfusta çeşitlilik içeren, yürünebilir ve insan ölçeğinde olan ve işin desantralizasyonunun değerini bilen ve onu biçimlendiren topluluklar inşa etmeyi amaçlamalarıdır.
Yeni Şehircilik Akımı ve Uygulamaları başlıklı dördüncü bölümde Yeni Gelenekçi Şehircilik yaklaşımlarından olan Geleneksel Mahalle Tasarımları uygulamalarını içeren Yeni Şehircilik Akımı ve uygulamaları ele alınmıştır. Akım, temelde kentlerin kontrolsüz büyümesi ve yayılması sonucu oluşan kent dışı yerleşmelerin, fiziksel olarak kamusal mekan kaybına neden olması, sosyal olarak ise bireylerinin etkileşim içinde olmadığı topluluklar ortaya çıkarmasına tepki olarak oluşmuştur. Bu olumsuz yapının düzeltilmesi için yeni şehirciler çeşitlilik, yaya ölçeği, kamusal mekan ve sınırlı mahallelerin yapısı ile biçimlenen şehirler önermektedirler. Akımın önerileri bölge-metropolis, yerleşme-mahalle-koridor ve sokak-yapı adası-bina ölçeklerinde tanımlanan kuralları içermektedir. Bu kurallar ile kentin bu üç farklı ölçekte benzer tasarım kurallarına göre düzenlenmesi amaçlanmıştır. Yeni şehircilik uygulamaları yeni yerleşmeleri içeren Kentsel Modelin Kurulması ve infil ve yenileme alanlarını içeren Kentsel Dokunun Yeniden İnşa Edilmesi başlıkları ile iki ana grupta ele alınmıştır.
Çalışmanın İstanbul’da Yeni Yerleşme Alanları başlıklı beşinci bölümünde İstanbul’da son yıllarda oluşan yeni yerleşmeler incelenmiş, bunların yeni şehircilik akımı tasarım kurallarına uygunlukları açısından değerlendirilmeleri yapılmıştır. Bu yerleşmelerden seçilen örneklerin değerlendirilmesinde yeni şehircilik akımı doğrultusunda belirlenen kriterlere yönelik bir puanlama sistemi oluşturulmuştur. Bu sisteme göre her bir kritere 5 üzerinden bir puan verilmiştir. Bu puanlama sistemi sonucunda yerleşmelerin Yeni Şehircilik akımına ne kadar uydukları değerlendirilmiştir. Bu yerleşmelerin planlama süreci ve genel yerleşme ilkeleri, bölge ve kent ölçeğinde: kent bütünü içindeki yeri, mevcut gelişmeler ile uyum, transit bağlantılar, tarihsel ve yerel özellikler ile uyum, büyüklükleri; komşuluk birimi ölçeği’nde: bölgeleme özellikleri, merkez özellikleri, sınırlar, büyüklük, ağ tipleri, alternatif ulaşım, otopark alanları, yeşil alan, kentsel tasarım bütünlüğü; konut ve yakın çevresi ölçeği’nde: sokak tipleri, sokak silüetleri, kamusal mekanlar, yapı adası tipleri, konut tipleri, konut büyüklüklüğü özellikleri değerlendirilmiştir.
Tanımlanan sisteme göre: İstanbul Avrupa Yakası’nda: Kemer Country, İstanbul İstanbul, Çeşmeler Vadisi, Burgaz Evleri, Zekeriyaköy Evleri, Sedadkent, Atlantis Konutları, Alkent 2000, Durusu Park Evleri, Vadi Park Evleri, Hisar Evleri, Güzel Şehir, Ardıçlı Evler, Sunflower Evleri; Anadolu Yakasi’nda: Beykoz Konakları, Acarkent, Çengelköy Konakları, Optimum Evleri, Kasaba, Meşeli Evler, Elysimum Park, Aqua City, Aqua Manors, İstanbul Palace yerleşmelerinin değerlendirmesi yapılmıştır.
Seçilen yerleşmelerin Bölge ve Kent Ölçeği’nde değerlendirmeleri sonucunda genelde orman alanı, su toplama havzası gibi alanlarda ruhsatlı konut alanlarında yer aldıkları ve çevrenin doğal özellikleri ile uyumlu oldukları saptanmıştır. Yerleşmelerin ulaşım bağlantılarında özel araç ulaşımına önem verildiği görülmüştür. Yerleşmelerin çoğunluğu geleneksel, yerel ve doğal özellikler ile uyum göstermektedirler. Seçilen yerleşmelerin Yeni Şehircilik yaklaşımının Bölge ve Kent Ölçeğine uygunlukları iyi, orta ve zayıf olarak değerlendirilmiştir. Yerleşmelerin 8 adedi iyi aralığında çıkmıştır, orta aralığında çıkan yerleşme sayısı 15 adet, zayıf aralığında yerleşme sayısı ise 1 adettir. Bu doğrultuda yerleşmelerin bu ölçekte Yeni Şehircilik akımına uygun oldukları tespit edilmiştir.
Komşuluk Birimi Ölçeği’nde Yeni Şehirleşme akımının kentsel kırsal arası ölçekleri sınıflandırarak oluşturduğu sisteme uygunlukları açısından değerlendirilen yerleşmelerin bu özelliklerden bir ya da iki tanesini içerdikleri görülmüştür. Merkez özellikleri ile ilgili değerlendirmede genelde kullanımları tanımlanan merkezin yerleşmelerin çoğunda sadece yerleşmeye hitap eder biçimde tasarlandığı saptanmıştır. Sınırlar ile ilgili değerlendirmede yerleşmelerin sınırlarının araç yolu ya da bulundukları alanın doğal sınırları ile tanımlandığı görülmüştür. Seçilen yerleşmelerin büyüklükleri ile ilgili değerlendirmede çoğunluğunun merkezden 400 m. yarıçapından büyük olmadığı ve yaya ulaşımına önem verildiği görülmüştür. Yerleşmelerin çoğunluğunun tanımlanmış ve yaya dolaşımını destekleyen ağ tipleri vardır. Değerlendirmesi yapılan yerleşmelerde kendi içlerinde alternatif ulaşım olanakları oluşturulmamıştır. Çoğunluğunda konutların kendilerine ait özel garajları vardır ve bunun yanı sıra ortak otopark alanlarını da içermektedirler. Yerleşmelerde yeşil alan sistemleri konut bahçeleri, ortak yeşil alanlar ve parklar olarak tanımlanmış, bazılarında sadece konut bahçeleri düzenlenmiştir. Değerlendirmesi yapılan yerleşmelerin çoğunluğunda genel plan özelliklerinde ve konut tiplerinde kentsel tasarım bütünlüğünü sağlamak üzere tanımlamalar yapılmıştır. Bu tanımlamalarda amaç geleneksel değerlerin yansıtılması ve doğa ile uyum sağlanmasıdır. Yerleşmelerde sokak tiplerine, sokak silüetlerine yönelik tanımlamalar yapılmamıştır. Yeni Şehircilik Akımı’nın Komşuluk Birimi Ölçeği’nde yerleşmeler iyi, orta ve zayıf olarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye göre iyi aralığına giren yerleşme adedi 9, orta aralığına giren yerleşme adedi 15’tir. Zayıf aralığına giren yerleşme yoktur. Seçilen yerleşmelerin komşuluk birimi özellikleri açısından Yeni Şehircilik akımına uygun oldukları sonucuna varılmıştır.
Konut ve Yakın Çevresi Ölçeği’ndeki değerlendirmelerde seçilen yerleşmelerin çoğunluğunda sokak tipleri ve sokak silüetlerinde farklılaşma yaratılmadığı görülmüştür. Yerleşmelerin çoğunluğunda kamusal mekanlar tanımlanmıştır. Yapı adaları tanımlanmış ve tanımlanmamış olanların sayısı birbirine yakındır. Yerleşmelerin konut tipleri çeşitlilik ve geleneksel özellikler içermektedirler. Konut tiplerindeki ve konut büyüklüklerindeki çeşitlilik kullanıcılara farklı seçenekler sunmak amacındadır. Yerleşmelerin bu ölçekte değerlendirilmeleri iyi, orta ve zayıf olarak yapılmıştır. Yerleşmelerin 5 adedi iyi aralığında, 16 adedi orta aralığında çıkmıştır. Zayıf aralığında çıkan yerleşme yoktur ve yerleşmeler bu ölçek açısından Yeni Şehircilik akımı özelliklerine uymaktadırlar.
Didem Özdemir İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Doktora Tezi, İstanbul, 2005
iletişim: